güzel insanlarla karşılıklı düşünce ve fikir üretmek, analiz, çıkarım ve tespitlerde bulunmak.
bir insanın ruhumu doyurmasından ve bir insanın ruhunu doyurmaktan aldığım hazzı hiçbir şeyden alamıyorum. bu da genel olarak ahlaklı, dürüst, zeki insanlarla mümkün oluyor. ahlaksız, iffetsiz, karakteri zayıf bir insan beni sevse de etkilenemiyorum. o insanla eğlenceli bir sohbet edemiyorum, eğlenemiyorum.
güzel bir insanı ne kadar iyi, çok ve sağlıklı tanıyorsam, o insanla o kadar güzel ve nitelikli eğleniyorum.
benim için eğlenmek, ahlaklı, nitelikli, zeki insanlarla karşılıklı duygu, düşünce, fikir alış verişi yapmak, sanat, felsefe ve ilimden konuşmaktır. fakat yeni tanışılan bir insanla öyle bir kimya yakalanır ki, yıllardır tanıdığım insanlarla öyle güzel bir sohbet etmemişimdir mesela.
güzel bir insanla (manevi bir güzellik) bir dünya oluşturmayı, o evrenin içine kendimi, onu ve istediğim diğer herkesi ve her şeyi koymayı seviyorum. böyle bir dünyada atmosfer kendiliğinden oluşmaya başlıyor. ambiyanstan kendim de etkileniyorum. bu ikilinin güzel bir şarkısı oluyor. nitekim bir çok kere farklı bir dünya oluşturmuşumdur bir çok insanla. kendi başıma vakit geçirmeyi de bilen bir insanım ve yıllardır yalnız bir hayat yaşıyorum. fakat en güzel, iyi ve nitelikli eğlencem, masum, saf, temiz, ahlaklı, zeki, nitelikli insanlarla paradan, güçten, maddiyattan, gündelik hayatta maruz kalmak zorunda kaldığımız şeylerden uzak, özgün bir şekilde konuşmak.
oluşturduğum dünya yavaşça oturuyor, acı ve mutluluk da geliyor ardından. ancak çoğu zaman yaşadığımız ülkenin ve dünyanın siyasal, ekonomik, kültürel ve daha pek çok sorunlarından sıyrılmış bir dünya oluyor bu. çünkü türkiye'nin ekonomik sorunlarını konuşmanın ne bana, ne karşımdakine, ne de ülkeye bir etkisi olmayacak.
ve bir şeyler öğretmeyi seviyorum karşımdaki değerli insana. kimseyi onunla arama sokmuyorum. kimseye ondan bahsetmiyorum. bir dünya oluşturuyorum onunla ve içinde sadece ikimiz oluyoruz. en güzel aşk hikayesinden daha masumane, daha güzel, daha temiz, daha nitelikli bir hikaye oluyor bu. bazen onunla konuşmak için sabahlara kadar uyumuyorum. beni dikkatle dinliyor, ona büyük bir değer ve önem veriyorum. hiçbir şeyden almadığım hazzı, onunla sohbet etmekten alıyorum. ve cinsellik, bu konuşmanın, bu atmosferin, bu dünyanın hiçbir yerinde yer almıyor. ondan yararlanmaya çalışmıyorum, çünkü bu davranışım aramızdaki samimi, doğal ve masum ilişkiyi baltalamaktan ve beni çıkarcı, ahlaksız bir insan yapmaktan başka bir şey yapmayacaktı. ürpertici bir ilişki oluyor, bugüne kadar kendi hayatımda yaşadığım ve çevremde gördüğüm bu en nitelikli, en farklı, en güzel ilişkiyi başkalarına ikili ilişkilerimde anlatmıyorum. anlatmam. yaşı benden çok küçük olduğu için onu dinlememeyi seçmiyorum, yaşına rağmen etkilendiğim zekası, ruhu ve ahlakı beni ona bağlayan şey oluyor. ve bana aşık oluyor. tüm bu yaşananlar yılları kapsayan bir süreç oluyor. kimi zaman haftalarca, aylarca konuşmuyoruz, kimi zaman saatlerce konuşuyoruz. gördüğüm en güzel rüyadan daha güzel bir rüyayı, gerçekte yaşıyorum. o masum, saf, zeki kızı herkesten ve her şeyden korumaya çalışıyorum.
güzel bir insanla bir dünya oluşturmak, bu dünyada bir atmosfer oluşturmak, o ambiyans içerisinde ülkenin ve dünyanın çoğu sorununu o dünyaya yansıtmadan, o dünyada yaşamak (çünkü gerçekte en güzel şeylerden biri bu), karşılıklı düşünce ve fikir üretmek, analiz, çıkarım ve tespitlerde bulunmak, sanattan, ilimden, felsefeden konuşmak, eğer az da olsa bir zeka varsa bende, onu kullanmak, onu hissettirmek, karşımdakini, iç dünyasını, ruhunu, zekasını anlamak, hissetmek, incelikle sevgi göstermek, en büyük eğlencelerimdir.
cinsellik, alkol, bar, club, gece kulübü, flört, sosyallik, maddiyat, materyalizm, oportunüzm, sürekli gülmek, kahkaha atmak, bana göre değil.
eğlenmek ve dahası yaşamak yalnızca cinsel ilişkiye girmek, alkol içmek, flört etmek, geceleri gezmek, bol bol gülmek, cinsellik konuşmak değildir.
internet öyle güzel bir şey ki, gerçek hayatta asla bulamayacağın ruhu güzel, ahlaklı, zeki, nitelikli insanları bulabiliyorsun. onlarla sohbet edip, eğlenebiliyorsun. sevgi, iki insan uzak da bile olsa hissetmektir. aradaki mesafeleri kaldırmaktır. internet, sosyal medya bir çöplük olabilir, ancak arkasında öyle güzel insanlar var ki. işte ben de o güzel insanları bulmaya çalışıyorum.
güzel bir ruhu hissetmek isterim, güzel bir kalbi anlamak isterim, güzel bir zekayı duymak isterim. ve ben de bunları karşımdakine hissettirme çabasına girerim.
bir sokak dolusu insan yazar
-
deli dana
rütbe: 153,45
-
içinde seks olmayan ilişki
en güzel duyguların insanıdır.
masum bir ilişkidir.
tarafımca desteklediğim, artmasını istediğim ilişkidir.
belki de kendini evleneceği kadına/erkeğe saklayan insanların ilişkisidir. sağlıklı bir evliliğe sahip olmak istiyorlardır belki. dini gerekçeleri vardır belki.
233 entry'ler
-
sözlük yazarlarının eğlence anlayışı
-
ruh güzelliği
28 yıllık hayatımda insanların tamamını birden mutlu etmenin mümkün olmadığını anladım. her zaman yanlış düşünen, sizi yolundan etmeye çalışan, ahlaksız, kötü niyetli insanlar olacaktır. insanların bir kısmı doğruyu ve gerçeği kötü niyetle ve cahilce değiştirmeye çalışırlar. çoğunluğu ise doğruyu ve gerçeği en başta kabul etmezler. insanların çoğunun yeterince zeki olduklarını düşünmüyorum. ancak bu herkesin farklı şeyler söylemeye çalıştığı bir mecrada benim de yeterince zeki olduğumu ispatlamaz. insanlarla, hayatla, duygularla, dünyayla ilgili düşünceleriniz, görüşünüz, bakış açılarınız, hepsi aslında sizsiniz. başkasında gördüğünüz güzel bir şey aslında sizin güzelliğiniz. başkasının ne kadar iyi bir insan olduğunu düşünüyorsanız, bu sizin ne kadar iyi bir insan olduğunuzun göstergesi.
zamanında dahi düzeyinde zeki insanlarla birlikte vakit geçirdim. onlarla beraber yaşadım. ve hepsi, dış görünüşlerine, giyimlerine, bakımlarına, toplum içindeki konumlarına dikkat etmeyen insanlardı. doğruyu yanlıştan, gerçeği sahteden, samimiyi samimiyetsizden kolayca ayırabilen, hızlı öğrenen, beyni hızlı işlem yapan, sorunlara tanı koyup problemlere çözüm üreten, çok düşünen, bu dünyadan olmayan insanlardı. bu insanlar zeki oldukları kadar doğru, dürüst, samimi, içten, iyi niyetli, ahlaklı, iyi insanlardı. ve ben onlarla geçirdiğim yıllardan sonra ahlakın, iyi niyetin, karakterin aslında zekanın bir göstergesi olduğunu, zekayla bir bağlantısı olduğunu fark ettim.
internetten tanıştığım, hiç görmediğim, yıllarca arkadaşlık yaptığım bir kız arkadaşım oldu. benden 6 yaş küçük bir kızdı. o yaş farkına rağmen dünya üzerinde sohbet ettiğim tek insandı. bunun sebebi yaşıtları gibi bir kız olmamasıydı. herkesle sohbet ederim, konuşurum ancak benden bu kadar küçük bir insanla bu kadar uzun bir süre boyunca sohbet edemem. gerçek adını söylemeyeceğim. ona elif diyeceğim. elif tanıdığım en zeki kızdı. aynı zamanda ruhu en güzel kızdı. ruhun güzelliği ahlakın güzel olmasına ve manevi duyguların yüksekliğine benzer ancak aynı şey değildir. ruh güzelliği ne ahlaka, ne maneviyata, ne zekaya ne de herhangi bir şeye benzemez. yaratılıştan gelen bir güzelliktir ve yaşarken zaman içerisinde eylemlerle birlikte daha da güzelleşme ya da çirkinleşme ihtimaline sahiptir. güzel bir ruhun, yüksek bir zekayla birleştiğinde ortaya tarif edilmesi zor bir güzellik çıktığını fark ettim. elif tam olarak hem ruhu güzel, hem de yüksek bir zekaya sahip eşsiz bir kızdı. ona çok güzel şeyler öğrettim. her zeki insanın ruhu güzel değildir. ve her ruhu güzel zeki değildir. fakat ikisinin birleşimi tarifsiz bir güzelliktir. elif'ten bunu öğrendim. elif bana hayatta tamda hayallerimdeki gibi kızların da var olabileceğini gösterdi. onun hayatımdaki önemini ve değerini fark etmem çok geç oldu. hatalarım yüzünden onu kaybettim.
aynı hataları bu dahi düzeyindeki insanlara karşı da yaptım. bu güzel ve zeki insanlar beni defalarca uyarmalarına rağmen bulunmamam gereken ortamlarda bulundum. bu da onların benden uzaklaşmasına sebep oldu. oysa benim hayatımı kolaylaştıran, her ne kadar mutsuz olsam da derinlerimde onlarla bulunmaktan mutlu olan bir insandım. onların değerini daha erken anladım ancak bir kere benden uzaklaşmaya karar verdiklerinde her şey için çok geçti.
hayatım güzel insanları, güzel şeyleri kaybederek geçti. ite kaka, bir şekilde 28 yaşına geldim. hayatta, bir şeyi beklerken başka şeylerle de vakit geçirmek gerektiğini anladım. hayatta sadece bir şeyle meşgul olmamak gerektiğini. beklenen şeyler başka şeylerle meşgul olunarak beklenilmeliydi. 27 yaşından sonra hayatın her anını dolu dolu yaşamaya karar verdim.
annemin benim hayatımdaki yerini 27 yaşında anladım. anneme aylardır, bu dünyada başıma gelen en güzel şeyin o olduğunu, ona ne kadar derinden bir sevgi beslediğimi, ne kadar özel ve farklı bir bağımız olduğunu anlatıyorum. güzel şeyleri kaybettim ancak onu kaybetmemek için, içimden gelen bütün güzel ama doğru ve gerçekçi sözleri, tespitleri anneme karşı dile getiriyorum. annem bana allah'ın bir lütfu, hediyesi ve armağanı. bana en yakın, büyük saygı duyduğum, merhamet, vicdan, mütevazıyet, dürüstlükle karışık bir muhabbet beslediğim insan.
hayatımı hiçbir zaman zeka düzleminde yaşamadım. zeka, gerçek anlamda çok güzel ve özel bir şey. ancak ahlak, iyi niyet, samimiyet, doğruluk, dürüstlük, zekadan daha değerli, daha özel, daha güzel şeyler. birlikte yaşadığım çok zeki insanlardan öğrendiğim şeylerden biri de bu oldu. -
epik sözlük okunacak kitap önerme platformu
bir kitap okuyacaksın, kitabı beğeneceksin, iyi mi değil mi diye karar vermek için 15 yıl sonra bir daha okuyacaksın. 15 yıl içinde zevklerin, hayata bakış açın değişecek, bir şeyler yaşayacaksın, dolayısıyla 15 yıl önce okuduğun kitap yüksek oranda sana güzel gelmeyecek. çünkü onu okurken daha farklı bir insandın. 15 yıl içinde ölebileceğini de düşünmeden kitabı evinde, hiç zarar vermeden saklayacaksın. bunu çocuğa söyle sana götüyle güler. demek ki karamazov kardeşler kitabının dünyanın en iyi kitabı olduğunu söylemek için 35 yaşında olmak gerekiyor. çünkü kitabı 20 yaşında okuyup beğendiğini düşünsen ve 15 yıl sonra bi daha okusan 35 yaşında oluyorsun. 20 yaşından önce okursan bir şey anlayamayacağın ağır bi kitap çünkü.
neden? çocuk öyle tespit yaptı çünkü. -
epik sözlük okunacak kitap önerme platformu
burada bir gün 3 tane yazar önermiştim. sonra biri gelip "3-5 tane kitap okuyan kitap öneriyor" demişti.
(bkz: #45070) -
gerçeği söylemekle kendini övmek arasındaki fark
kimi insanlar kendileriyle ilgili bir gerçeği söylerken bazen kendini övüyormuş gibi görünür. başıma çokça gelen şeydir. kendimle ilgili gerçekleri söylerken kendimi övüyormuşum gibi görünüyorum. halbuki ben sadece gerçekleri söylüyorum. insanlar kibirli oldukları için bunu kendini övmek olarak görüyorlar.
-
türkiye'de herkesin vasat olması
hak etmeyen insanlar alkış, ilgi ve talep görüyor.
murat boz
bir insanın yüzü, hareketleri, konuşması kendini ele verir. bir insan ortaya ne kadar iyi bir eser koyarsa koysun, eğer karakteri ve hayatı vasatsa, niteliksiz bir insansa, alkışı ve ilgiyi hak etmez. kaldı ki murat boz ortaya çok iyi eserler koyabilmiş biri değil. mesela bir tarkan değil. tarkan'ın da hayatında onaylamadığım şeyleri olsa da, adam iyi müzikler yapıyor ve çevresine saygılı. vasatlıktan kaçınıyor.
hadise
bu kadın tam bir kezban. jest, mimik, konuşma tarzı, yüz ifadesi tam bir niteliksiz vasat bir kadını andırıyor. müzikleri de kalıcı değil. güzel de değil. biçimsiz bir kadın. sokakta hadiseden çok daha güzel kadınlar, fiziği çok daha güzel kadınlar görüyorum.
hülya avşar
tam olarak vasat bir kadın. sanat dünyasına neredeyse hiçbir şey katmamış olmasına rağmen bütün ekranlarda o var. şarkıları güzel değil, iyi bir oyuncu değil, hanımefendi biri değil. kezban ve ekranlarda vasat olan her şeye gülen, hiçbir özelliği olmayan, türkiye'ye vasatlığı aşılamaya çalışan biri.
yıldız tilbe
çok niteliksiz, vasat ve ahlaksız bir kadın. sesi güzel olabilir, kendisi arkadaşım bile olamazdı.
ibrahim tatlıses
kadınların topuklarına sıktıran, bir dönem teröristlerle işbirliği yaptığı konuşulan, kro ve maganda bir tip. sesi ve şarkıları bu toprakların insanına uygun ve güzel olabilir. kaldı ki ben müziklerini de beğenmiyorum. bu adamın müzik türleri genel olarak niteliksiz zaten.
ebru gündeş
rıza zarraf olayı malum, o olayda ne kadar karaktersiz olduğunu türkiye'ye gösterdi. o olay olmasa bile her yerinden niteliksizlik fışkıran bir kadındı. müzikleri de bir hayli kalitesiz ve sadece türk insanının müzik kulağı kalitesine uygun müzikler yapıyor.
acun
acun değil, acunu bu kadar popüler yapanlar samimiyetsiz. eserinden daha fazla değer gösterilmiş bir adam. parası var diye herkesin konuştuğu bir adam, o toplumun ne kadar yozlaşmış olduğunu gösteriyor.
nejat işler
son derece samimiyetsiz, karı kız peşinde koşan, alkol ve maddiyatla kafayı bozmuş, felsefik ve marjinal gözükmeye çalışan boş biri. nejat işlerden hiçbir şey öğrenmedim, hiçbir şey kalmadı bana. sanatsal olarak da bana bir şey katmadı. ama bütün yapımcılar kendisiyle çalışmak istiyor.
alişan
aptal aptal hareketlerle televizyon karşısında boy gösteren, vasat altı bir adam. çok bir şey yazılmaya gerek yok.
seda sayan
dedikodu yapan yozlaşmış televizyon teyzelerinin izlediği kadın. vasat ve niteliksiz
böylesine karaktersiz, niteliksiz ve vasat insanlara milyonlardan sevgi seli yağması türk insanının ne kadar niteliksiz, ahlaksız ve yozlaşmış olduğunu gösteriyor. ülkede neredeyse hiçbir ünlü nitelikli değil ve karakterli bir duruş sergilemiyor. ben bu insanların hiçbirinden bir şey öğrenmedim. hayatıma katkıları sıfır. bütün bu alkış ve ilginin hiçbirini hak etmeyen gereksiz insanlar. asıl suçlu da toplumun kendisidir. -
gerçek ile yalan arasındaki farklar
gerçekler ve yalanlar arasında kalın bir çizgi vardır aslında. bir insanın doğru mu yalan mı söylediği, dikkatli bir insan tarafından kolayca anlaşılır. bunun için dikkatinizi vermeniz gerekmektedir.
insanlar söyledikleri her şeyi bir duyguyu hissederek dile getirirler. yaşanmış bir olayı anlatan insan, olayı yaşarken hissettiklerini de aktarır. bütün anlatılar ve iletişim, aslında bir duygu ifadesidir. insan duygularını ifade etme gereksinimi duyar. bir insan yalan söylerken, doğal olmayan şeyler hisseder. hislerinde de uydurma vardır. gerçeği anlatırken de doğal şeyler hisseder. anlatılarda bu his bizlere yazılı ya da sözlü olarak aktarılır ve bizde bu hisleri hissederiz. sonuç olarak bu hislerden söylenenlerin gerçek mi, yalan mı olduğu belli olur.
yalnız kimi insanlar iyi bir taklitçidir. bir olayı yaşanmış gibi anlatabilir. bu insanların yalanını anlamak zordur. böyle insanlar en tehlikelileridir. yalan söylerken söylediği yalan belli olan insan pek fazla tehlikeli olamaz. -
türk insanının statükocu ve şekilci olması
türk insanı tam anlamıyla şekilci ve statükocudur. bir şeyin caf caflı olanını sever, çok fazla kıyafete, ayakkabıya sahiptir. alkolün en pahalısını içmeye çalışır. şekil araçlar satın alır ya da aracını şekilli bir hale getirmeye çalışır. maddiyatçıdır, materyalisttir. maneviyata, ahlaka, erdeme, değerlere sahip olana talep göstermelerini söylemiyorum bile. zencilerin de bu huyunu sevmem mesela. parayı ve ünü bulduklarında en şekil onlar olurlar. avrupa insanını bu yüzden seviyorum. kullandıkları materyaller en pahalısı, en iyisi, en şekili değil, kendilerine uygun, istedikleri, sevdikleri şeyler. ve materyal şeylerin gelip geçici olduğunu, kalıcı olanın maneviyat olduğunun farkındalar. türkiye'de ise şekilciler sevilir. ağzı iyi laf yapan sevilir. ahlaksız olan sevilir. caf caflı olan talep görür. bu hayatta sadelik kadar güzel bir şey var mı? pahalı parfüm kullanmadığım, pahalı ve gösterişli bir araca sahip olmadığım, giydiğim bir kıyafeti yıllarca giymeye devam ettiğim, sakinliği ve küçük, minimal şeyleri sevdiğim için genelde insanlar tarafından talep gören biri değilim. gidilen bir kafede masaya konan ev ve araç anahtarı, parliament sigara, zippo, şişik bir cüzdan insanların size ilgi göstermesine olanak sağlıyor. avrupa görmüş insanı daha çok seviyorsunuz, aşırı hareketler göstereni daha çok seviyorsunuz, pahalı giyinen insanı daha çok seviyorsunuz, her gece dışarıda alkol içip gezip tozan insanı daha çok seviyorsunuz. sevgisiz sahte, yalan, değersiz, önemsiz. ve ben bunlara katlanamıyorum. sadeliğin, şekilsizliğin alkışlandığı bir dünyada yaşamaya olan özlemim o kadar büyük ki, bu özlemi giderebilecek bir insan olsaydım bir dakika durmadım. ancak ben böyle bir dünyaya atıp atabilece kadar muktedir biri değilim. ancak şekilci olmaktansa, kendi yağımda kavrulmayı tercih ederim.
türk insanı statükocudur. maddi, mesleki, sosyal, ekonomik, eğitim olarak tepedeki insanı sever ve seçer. yaşamım boyunca maneviyat, ahlak, değerler, erdem ve bilgi anlamında çaba gösterdim. bugün bilgi haznemi ve kapasitemi ise kendime borçluyum. örgün eğitim bana hiçbir şey katmadı. lise mezunu olmama rağmen, üniversite bitirmiş insanlardan daha donanımlı bir insanım. donanım aslında doğuştan gelen nitelik ve yeteneklerdir. bu donanıma sahip olduğuma inanıyorum. ancak beni diplomam olmadığı için hakir ve hor gören insanlar oldu. onlara dostoyevski'den, sigmund freud'dan, psikolojiden, psikanalizden, sosyolojiden bahsettiğimde cevap veremediler. bir mesleğim, param ve üniversite diplomam olmadığı için görünmez oldum. bu insanlar iyiliği, güzel ahlakı, sevgiyi, vicdanı ve merhameti istemiyorlar. bu insanlar para, meslek, sosyal konum ve maddi ederi olan diploma, güzellik, yakışıklılık arıyorlar. budur onlara göre hayat. verdikleri değerler maddiyattan ve materyal şeylerden ibaret. bir insanın ruhunu tanımak için çaba göstermez türk insanı. -
eski sevgilisinin sadık kalmasını isteyen erkek
bunun bazı sebepleri var. erkekler bir kadından tam bağlılık beklerler ve isterler. ayrıldıktan sonra da ona bağlı olmasını isterler aslında. erkeklerin doğasında kadının erkeğe her zaman bağlı olması beklentisi vardır. erkeğe göre kadın sadece bir erkeğin olmalıdır. herkesin olamaz. sevgilisi olamaz, evlenemez. ki kadınlar gerçekten de doğaları gereği sadece bir erkeğin kadını olmak iç güdüsüne sahiptirler aslında. bir kadını bin erkek ister bir erkek alır. bir erkek eski sevgilisini başkasıyla görünce kendini kötü ve yetersiz hisseder. ihanete uğramış hisseder. ama buna alıştırır kendisini çünkü dünya doğaya aykırı bir şekilde kadına fazla özgürlük vermiştir. tabii bu, bir kadının bir erkekten ayrılsa bile ömür boyu ona sadık olması gerektiğini göstermez. ancak bir kadın hangi erkekle birlikte olursa olsun, erkek için kendisinden sonrakiler hiçbir zaman olmamalıdır. bu içgüdüye sahiptir erkek. eski sevgilisi ya da eski eşini asla başkalarıyla görmek istemez, buna dayanamaz. bunun da çözümü islam'da erken evlilik ile çözülmüştür. erken evlilikten sonra kadın kocasına bağlı olur ve ömür boyu ondan başkasını görmez. diyebilirsin ki, kadın ya da erkek sonradan birbirlerini beğenmeyebilir, boşanmak isteyebilirler. en uzun süren evliliklerin erkek yaşlarda gerçekleşen evlilikler olduğunu söylerim ben de. geç evlilikler de boşanma sayıları artış göstermektedir. bir makaleye göre kadının evlilik öncesi yaptığı seks sayısı arttıkça evlilik sonrası boşanma ihtimali o kadar artmaktadır. erken evlilikte erkeğin ve kadının dünyası birbirlerinden ibarettir. gördüğünü severler, aç gözlü olup daha fazlasını istemezler. seçim paradoksu denilen bir kavrama göre fazla seçeneğe sahip olmak memnuniyetsizlik doğurur.
-
eşcinselliğin doğal olmaması
sen geçenlerde eşcinsel olmamış mıydın? ne ara biseksüel oldun?
(bkz: troll) -
bekarete önem veren insan
bekaret önemlidir. ben çok önem veriyorum. bekaret şöyle bir şey. bir domates var. birisi yemiş ve yarım bırakmış. salyaları domateste. sen o domatesi yer misin? yiyebiliyorsan midenin sağlam olduğunu gösterir. o domatesin günlerce açık bir ortamda bekleyip kurtlaşmaya başlaması da kadının cinsel ilişkiye girdiği sayının artmasıdır. ben salyalı, kurtlu, ısırılmış bir domatesi yemem.
bir makalede, kadınların girdiği cinsel ilişki sayısı arttıkça, evlilikte boşanma ihtimallerinin arttığı yazıyor. çünkü kadın farklı erkeklerle birlikte oldukça daha iyisini istemeye başlıyor, beğenmiyor ve mutlu olmuyor. bekaret böyle bir şey işte. ilk defa evlendikten sonra sizinle cinsel ilişki yaşayan bir kadınla mutlu olursunuz. eski evliliklerin uzun sürmelerinin bir sebebi de buydu.
bir çok insandan daha entelektüelim. psikoloji, psikanaliz, sosyoloji, sinirbilim ile ilgileniyorum. en iyi sanat eserlerini tüketiyorum. bilgiye olan merakım ve açlığım yüksek oranda. manevi ve düşünce hayatım bana bekaretin önemli olduğunu söylüyor. beni ilkel olarak yaftalayan insanlara da gülüyor, geniş hayatlarında başarılar diliyorum.
erkekler bu konuda kadınları savundukça kadınlar azıp daha çok erkekle birlikte olacaklar. sizi de beğenmeyecekler. çünkü her zaman daha iyisini isteyecekler. zevk için, benimle de birlikte olsun diye savunduğunuz kadınlar bir gün yüzünüze bakmayacaklar. o ezikliğin içinde yuvarlanıp gideceksiniz.
(bkz: senin cahilliğin benim yaşamımı etkiliyor) -
kemal yalandaroğlu
bir siyasetçi.
-
bilmem ne burcu insanı
çok iyi niyetlidir bilmem ne burcu insanı. zekidir. herkeslere iyi davranır ama bir türlü ona iyi davranılmaz. yine de o iyilikten vazgeçmez. harika mükemmel 10 numara müthiş perfect bir insandıe. şiirler yazılası insandır. bir türlü bana denk gelmiyor ki hayatımın kadını yapayım onu ühü ühü :(
burç gibi çok bilimsel entelektüel zeka ürünü geliştiren harika bir şeyle ilgilenen kaliteli ve nitelikli insanlardır. onlar olmasa dünya çekilmez. x dir, y dir, z dir, bla bla.
(bkz: burçlara inanan insan) -
recep tayyip erdoğan
2023 seçimlerini de kazanacak olan türkiye cumhurbaşkanı.
sen gönüllerde kazandın zaten erdoğan. -
instagram
bu şey, toplum ile ilgili ciddi sosyolojik çıkarımlar yapmak için önemli bir şey. instagram kullanan bir insanın entelektüel olabileceğini düşünmüyorum. aktif olarak instagram kullanan bir kadının eşim olmasını istemem. bunun sebebi, bir programda kadınlara uzun süreli ilişki mi yoksa instagram mı diye soruyorlar. kadınların hepsi instagram diyor ve biri ekliyor: "instagram'ın bana verdiğini verebilen erkek yok." gördüğü her kadına yürüyen abaza erkeklerle ve vücudunu sergileyen bir dolu kadınla dolu. kadınların günde onlarca mesaj, yüzlerce like aldığı bir yer. instagram'ın tadını alan kadının evlilikte verimli olamaz. bir makalede kadının evlenmeden önce yaptığı seks sayısı arttıkça evlilikte boşanma ihtimali arttığı yazıyor. türkiye bazında zeka olarak çok düşük bir ortalamaya sahip. instagram'ın bir insana ciddi olarak bir şey katabilitesi sıfır. görgüsüzlük hat safhada. milyonlarca zeka düşüren videolar, fotoğraflar. ben 2015'ten beri instagram kullanıyorum, bana hiçbir şey katmadı. 2010'dan beri facebook kullanıyorum, çok şey kattı. msn vardı, yararlıydı. twitter bile bir nebze yararlıdır, ancak instagram kimseye bir şey katmadığı gibi, bir şeyler götürür insandan. ahlaki olarak yozlaştırıyor toplumu. gerçi instagram'ı yozlaştıran da toplumun kendisi. kısmen yanlış anlaşılmış bir uygulama.
sonuç olarak, acilen türkiye olarak toplanıp instagram'ı kullanmayı bırakıp facebook'a feri dönmeliyiz.